Yazar Hakkında
Abdulaziz Bayındır
Yusuf Aleyhisselam
(Firavun hanedanından olup imanını gizleyen mümin bir kişi onlara şöyle demişti:)
“Daha önce Yusuf da size o açık belgelerle (mucizelerle) gelmişti. Getirdiği şeylerde ikileme düşmüş, öldüğü zaman da “Ondan sonra Allah, artık elçi göndermez” demiştiniz. Allah, böyle saçma sapan düşünceler kurgulayan kişiyi işte böyle sapık sayar.”
Onlar Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerinde bir delil olmadan haklı çıkmaya çalışanlardır. Bu hem Allah katında, hem de inanıp güvenler katında onlara büyük bir nefret oluşturur. Allah, büyüklük taslayan her bir zorbanın kalbini böyle mühürler. (Mümin 40/34-35)
YUSUF SÛRESİ
Bismillahirrahmanirrahim
- ELİF! LAM! RA! Bunlar her şeyi açıkça ortaya koyan Kitap’ın ayetleridir.
- Aklınızı kullanasınız diye, biz onu Arapça kümeler hâlinde indirdik.
- Şimdi, vahyettiğimiz bu ayet kümeleriyle sana hikâyelerin en güzelini anlatacağız. Daha önce sen bundan tamamen habersizdin.
Yusuf’un Rüyası
- Bir gün Yusuf babasına şöyle demişti: “Babacığım! Rüyamda on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Baktım ki hepsi bana doğru eğiliyor.”
- Dedi ki “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma; sana bir oyun oynarlar. Çünkü Şeytan insanın açık düşmanıdır.”
- “Rabbin, işte bu yolla seni seçecek ve olaylar arasındaki bağlantıyı (tevili) öğretecek, daha önce ataların İbrahim’e ve İshak’a olan iyiliklerini tamamladığı gibi sana ve Yakup ailesine ettiği iyilikleri de tamamlayacaktır. Senin Rabbin, daima bilen ve kararları doğru olandır.”
Kuyuya Atılışı
- Kuşkusuz Yusuf’ta ve kardeşlerinde, soranlar için belgeler vardır.
8. Bir gün kardeşleri şöyle dediler: “Babamızın Yusuf’a ve onun öz kardeşine olan sevgisi bize olandan çok fazla. Oysa biz bir aileyiz. Babamızın gerçekten yanlış bir yolda olduğu açık.”
- (Biri dedi ki:) “Yusuf’u öldürün! Ya da bir yere atın ki babamız bizimle ilgilensin. Bundan sonra sıkıntısız bir aile olabiliriz”
- Onlardan biri de şöyle dedi: “Yusuf’u öldürmeyin, o su çukurunun dibine bırakın da kervanlardan biri onu bulup alsın. Yapacaksanız böyle yapın.”
11- (Babalarına geldiler ve dediler ki:) “Ey babamız! Sana ne oluyor ki Yusuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Oysa biz hepimiz onun iyiliğini isteriz.
- Yarın onu bizimle gönder de yesin içsin, eğlensin. Biz onu özenle koruruz.”
- Dedi ki, “Onu götürmeniz beni gerçekten üzer. Korkarım kurtlar onu yer de
siz farkında olmazsınız.” - Dediler ki “Biz birbirimize kenetlenmiş kişilerken onu kurt yerse itibarımızı büsbütün kaybederiz.”
- Su çukurunun görünmeyen yerine bırakmak için söz birliği ettiler. Yusuf’u oraya götürdükleri sırada ona şunu vahyettik: “Bir gün, beklemedikleri bir anda onlara, yaptıkları bu işi kesinlikle bildireceksin.”
- Akşamüzeri, ağlaya ağlaya babalarına geldiler.
- “Baba! Baba!” dediler. “Gittik… Yarışacaktık… Yusuf’u eşyalarımızın yanında bıraktık. Onu kurt yemiş. Gerçi ne kadar doğruyu söylesek de sen bize inanacak değilsin.”
- Aldatmak için Yusuf’un gömleğini, aldatıcı bir kana bulanmış olarak getirdiler. Yakup dedi ki: “Hayır! (Bu Yusuf’un kanı değil!) Kıskançlığınız sizi bir işe sürüklemiş. Bundan sonrası güzel bir sabırdır. Anlattıklarınız karşısında doğrudan yardımına sığınılacak olan yalnız Allah’tır.”
Kuyudan Çıkarılışı
- Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler. Kovasını sarkıttı. (Yusuf’u gördü.) “Yaşasın! İşte bir erkek çocuğu!” diye haykırdı. (Yusuf’un orada bulunan kardeşleri) satılık köleleri olsun diye gerçeği (kardeş olduklarını) gizlediler ama Allah onların ne yaptıklarını biliyordu.
- Paraya değer vermeyen kişiler gibi davranıp Yusuf’u (kervancılara) pek ucuza, birkaç dirheme sattılar.
- Onu Mısır’da (kervancılardan) satın alan kişi karısına şöyle dedi: “Bunu değerli konumda tut; işimize yarayabilir, evlat da edinebiliriz.” Böylece Yusuf’u o ülkede iyi bir yere yerleştirdik ki olayları yorumlamayı öğretelim. Allah işini hedefine ulaştırır ama insanların çoğu bunu bilmez.
Nebi Oluşu
- Yusuf reşit olunca ona hikmet (doğru karar verme yeteneği) ve ilim verdik. Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
İmtihana Çekilişi
- Bulunduğu evin kadını, ısrarla ondan yararlanmak istedi. Bütün kapıları kapadı ve “Haydi, seninim!” dedi. Yusuf: “Allah’a sığınırım. O benim Sahibimdir. Bana iyi bir makam verdi. Yanlış yapanlar umduklarına kavuşamazlar.” dedi.
- Kadın onu gerçekten istiyordu. Eğer Rabbinin bürhanını görmeseydi/ayetlerini dikkate almamış olsaydı Yusuf da isterdi. Böyle olması, kötülüğü ve fuhşu ondan uzaklaştırmamız içindi. O, yürekten bağlı kullarımızdandır.
- İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın Yusuf’un gömleğini arkasından çekip yırttı. Kapının yanında kadının beyiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki “Ailene kötülük etmek isteyen kişinin cezası nedir? Zindana atılmaktan ya da başkası var mı? Belki de acıklı bir azaptan başka ne olabilir?
Karine İle Suçlu Tespiti
- Yusuf dedi ki “Israrla benden yararlanmak isteyen odur.” Kadının ailesinden bir bilirkişi şöyle dedi: “Eğer gömleği önden yırtılmışsa kadın haklı, o (Yusuf) yalancının tekidir.
- Yok, eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir, doğruyu söyleyen odur.”
- Kocası gömleğin arkadan yırtıldığını görünce dedi ki “Bu, sizin oyunlarınızdandır. Sizin oyununuz gerçekten büyük olur.
- Yusuf, bu işin peşini bırak! Kadın, sen de günahın için istiğfarda bulun (Allah’tan bağışlanma dile!). Çünkü sen suçlulardan oldun.”
Şehirde Dedikodu
- Şehirdeki kadınlardan bir takımı şöyle dedi: “Vezirin karısı genç kölesiyle ilişkiye girmek istiyormuş. Aşkı yüreğini sarmış. Onu açık bir sapkınlık içinde görüyoruz.”
- Dedikoduları duyunca kadınları davet etti. Onlara portakal hazırladı. Her birine birer bıçak verdi. Sonra Yusuf’a: “Çık yanlarına!” dedi. Kadınlar onu görünce büyülendiler ve ellerini kestiler. Dediler ki “Allah için çok farklı biri! Bu insan beşer değil, olsa olsa özel bir melek olur.”
- Kadın dedi ki “Beni ayıpladığınız kişi bu! Benim olmasını çok istedim ama hep kendini korudu. İstediğimi yapmazsa kesin hapse girer ve değerini kaybedenlerden olur.”
- Yusuf dedi ki: “Rabbim! Hapsi bunların isteklerine tercih ederim. Kadınların oyununu benden savmazsan onlara karşı kendimi tutamam ve cahillik edenlerden olurum.”
- Rabbi duasını kabul etti de kadınların oyununu ondan savdı. Çünkü O, dinler ve bilir.
Hapis Hayatı
- Sonra bütün delilleri gördükleri halde Yusuf’u bir süre için hapse atmaya karar verdiler.
- Yusuf’la birlikte iki delikanlı da hapse girmişti. Onlardan biri dedi ki; “Ben rüyamda şaraplık üzüm sıkıyordum. Diğeri; “Ben de rüyamda başımın üstünde ekmek taşıyordum. Onu kuşlar yiyordu.” dedi. Bize bunların yorumunu yapar mısın? Görüyoruz ki sen, iyi kimselerdensin.”
- Yusuf dedi ki “Yiyeceğiniz yemek size gelmeden rüyanın yorumunu size bildirebilirim. Bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Çünkü ben Allah’a güveni olmayan ve ahireti yok sayan bir topluluğun dini yaşama biçimini reddetmiş bulunuyorum.
- Ben atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dini yaşama biçimine uydum. Bizim herhangi bir şeyi Allah’a ortak saymaya hakkımız yok. İşte bu (Allah’ın ortağının olmaması), O’nun bize ve bütün insanlara olan büyük iyiliğidir. Ama insanların çoğu bunun kıymetini bilmez.
- “Ey benim hapishane arkadaşlarım! Farklı sahiplerin (rablerin) olması mı iyidir, yoksa (tek Sahip olarak) her şeyi emri altına almış olan Allah mı?”
- Allah ile aranıza koyup kulluk ettikleriniz, adını, sizin ve atalarınızın koyduğu şeylerden başkası değildir. Allah, bu konuda kimseye bir yetki (sulta) vermemiştir. Hüküm Allah’ın hükmüdür. O, başkasına değil, sadece kendisine kulluk etmenizi emreder. Dosdoğru din işte budur. Ancak insanların çoğu doğru dini böyle bilmezler.
- “Ey benim hapishane arkadaşlarım! Biriniz sahibine (rabbine) şarap sunacak, diğeri ise asılacak, kuşlar başını gagalayarak yiyecek. Rüyalarınızın kesin yorumu işte budur.”
- Yusuf kurtulacağını düşündüğü kişiye dedi ki “Sahibinin (rabbinin) yanında benden bahset.” Şeytan sahibine (rabbine) bahsetmeyi unutturdu da Yusuf hapiste birkaç yıl daha kaldı.
Kralın Rüyası
- Bir gün Kral dedi ki “Ben rüyamda yedi tane besili inek gördüm, onları yedi zayıf inek yiyordu. Yedi yeşil başak, bir o kadar da kuru başak gördüm. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumlamasını biliyorsanız bana rüyamın sağlam bir yorumunu yapın.”
- Dediler ki “Bu çok karışık bir düş. Biz bu gibi düşlerin yorumunu bilen kişiler değiliz.”
- Hapisteki iki kişiden hayatta kalanı uzunca bir süreden sonra Yusuf’u hatırladı da dedi ki “Ben size bu rüyanın nasıl çıkacağını bildireceğim; bana müsaade edin.”
- (Yusuf’un yanına geldi ve dedi ki:) “Yusuf! Ey özü sözü doğru kişi! Rüyada yedi besili ineği, yedi zayıf inek yiyor. Yedi yeşil başak, bir o kadar da kuru başak görülüyor. Bu rüya hakkında bize iyi bir yorum yap da o insanlara dönebileyim belki onlar senin değerini öğrenirler.”
- Yusuf dedi ki “Yedi yıl, (her şey iyi gidecek) aralıksız ekip biçeceksiniz. Yiyeceğiniz az bir miktar dışındaki bütün hasadı başağında saklayın.”
- “Bunun ardından pek sıkıntılı yedi yıl gelecek, hasat için ayıracağınız az bir kısım dışında biriktirdiğiniz her şeyi yiyip tüketecek.”
- “Sonra bunun ardından insanlar bol yağmura kavuşacak, o yıl (bazı tarım ürünlerini) sıkacak (hayvanları) sağacaklar.”
Suçsuzluğun İlânı
- Kral dedi ki “Onu bana getirin!” Elçi geldiğinde Yusuf şunları söyledi: “Sahibine (seni gönderen efendine) dön de sor bakalım, ellerini kesen o kadınların derdi neymiş? (Siz bilmek istemeseniz de) Benim Sahibim (Rabbim) onların oyunlarını bilir.”
- Kral kadınlara dedi ki “Yusuf’u arzuladığınızda nasıl bir karşılık gördünüz?” Kadınlar: “Allah için çok farklı biri! Ondan bir kötülük görmedik” dediler. Vezirin karısı da şöyle dedi: “Şimdi bütün gerçek ortaya çıktı. Onu arzulayan bendim. O gerçekten özü sözü doğru bir kişidir.”
- Yusuf elçiye şunları da demişti: “O (kadının kocası) bilsin ki yokluğunda ona hainlik etmedim. Allah, hainlerin oyununu hedefine ulaştırmaz.”
- Ben nefsimi temize çıkarmam. Rabbim (Sahibim) merhamet edip uyarmasa insanın nefsi hep kötülüğü ister. Rabbim çok bağışlayan ve ikramı bol olandır.”
Devlette Önemli Bir Makama Getirilmesi
- Kral dedi ki “Getirin onu bana; özel adamım yapayım.” Yusuf’la görüşünce de “Bugün sen bizim katımızda sağlam yeri olan güvenilir bir kişisin.” dedi.
- Yusuf ise “Beni bu ülkenin hazinelerinin başına getir. Ben o işi bilir, onları korurum.” dedi.
- Böylece ona, o ülkede iyi bir makam verdik. (Tarım Bakanı) Orada istediği yere yerleşebilirdi. Biz ikramımızı, gerek gördüğümüz kişiye yaparız. Güzel davrananların ödülünü eksiltmeyiz.
- Allah’a inanıp güvenen ve ondan çekinenler için Ahiretteki ödül elbette daha iyidir.
Kardeşleri İle Karşılaşma
- Yusuf’un kardeşleri gelmişti, huzuruna çıktılar. Yusuf onları tanıdı ama onlar onu tanıyamazlardı
- Yusuf (kardeşlerinin) mallarını yüklettikten sonra dedi ki “Bir daha ki sefere bana bir erkek kardeşinizi de getirin (ona da mal vereyim). Ölçeği tam yaptığımı ve benim iyi bir konuksever olduğumu gördünüz, değil mi?
- “Onu getirmezseniz benden ne bir ölçek mal alabilirsiniz ne de yanıma yaklaşabilirsiniz.”
- Dediler ki “Onu babasından isteyeceğiz; bunu yaparız.”
- Yusuf yanında çalışanlara dedi ki “Ödedikleri bedeli yüklerinin içine geri koyun, ailelerine dönünce onun ödedikleri bedel olduğunu anlasınlar da tekrar gelebilsinler.”
Bünyamin’in Gelişi
- Babalarının yanına dönünce dediler ki; “Ey babamız! Hububat hakkımız engellendi. Kardeşimizi bizimle birlikte gönder ki hububat alabilelim. Biz onu özenle koruruz.”
- “Yakup dedi ki “Onun için size güvenebilir miyim? Daha önce kardeşi hakkında size güvendiğim gibi mi güveneyim? En iyi koruyan Allah’tır. O, herkesten merhametlidir.”
- Yüklerini açınca ödedikleri bedelin iade edildiğini gördüler. Dediler ki “Ey babamız! Daha ne isteriz; işte ödediğimiz bedel, iade edilmiş! (İzin ver de) Ailemize yiyecek getirelim, kardeşimizi koruyalım, bir deve yükü de fazla alalım. Bu hububat bize azdır.”
- Yakup dedi ki “Onu sizinle asla göndermem! Ama hepinizi kuşatan bir felaket olmadıkça onu getireceğinize dair Allah’ın adıyla sağlam bir söz verirseniz o başka!” Ona o sağlam sözü verdikleri zaman dedi ki “Konuştuklarımıza vekil olan Allah’tır.”
- Konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakın oğullarım! Oraya tek kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama ben Allah’tan gelecek hiçbir şeye engel olamam. Hüküm sadece Allah’a aittir. Ben, O’na güvenip dayandım. Kendine bir dayanak arayanlar yalnızca O’na güvenip dayansınlar.”
- Nihayet babalarının istediği yerlerden şehre girdiler. Bu, Allah’tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savacak değildi, sadece Yakup’un bir arzusunun yerine getirilmesiydi. Aslında o, kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi. Ama insanların çoğu bunu böyle bilmezler.
- Yusuf’un huzuruna çıktıklarında kardeşini yanına aldı. “Bak ben senin kardeşinim. Buradakilerin yapacakları şeyden dolayı sakın kaygılanma” dedi.
Bünyamin’in Alıkonması
Mallarını yüklettikten sonra (Yusuf) kendi su tasını öz kardeşinin yükünün arasına koydu. Daha sonra bir tellâl yüksek sesle bağırdı: “Kervancılar! Siz hırsızsınız.”
- Bunlar, onlara dönerek: “Neyi kaybettiniz?” diye sordular.
- “Dediler ki “Kralın su tasını bulamıyoruz. Onu getirene bir deve yükü var. Biz en de buna kefiliz”
- “Vallahi, sizin de iyi bildiğiniz gibi biz buraya fesat çıkarmak için gelmedik. Biz hırsız da değiliz.” dediler.”
- “Görevliler dedi ki “Peki, ya yalan söylediğiniz ortaya çıkarsa size göre hırsızın cezası nedir?”
- “Kimin yükünden çıkarsa ceza olarak o kişi alıkonur. Biz yanlış yapanları böyle cezalandırırız.” dediler.
- Yusuf, öz kardeşinin yükünden önce ötekilerinin yüklerinde arama yapmaya başladı. Sonra tası öz kardeşinin yükünden çıkardı. Biz Yusuf için böyle bir plan kurduk. Yoksa kralın kanununa göre Yusuf, kardeşini alıkoyamazdı, Allah bir çıkış yolu yaratırsa başka. Allah, desteklediği kişiyi kat kat yükseltir. Her bilenin üstünde bir bilen vardır.”
- (Yusuf’un kardeşleri) Dediler ki “Bu çalmışsa daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.” Yusuf bunu içine attı. Onlara hiçbir şeyi belli etmedi. İçinden şöyle fısıldadı; “Sizler kötü bir konumdasınız; anlattığınız şeylerin aslını en iyi Allah bilir.”
- (Kardeşleri:) “Sayın vezirim, onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine içimizden birini al. Çünkü biz görüyoruz ki sen güzel davrananlardansın.” dediler.
- “Yusuf dedi ki “Allah’a sığınırım! Malımızı kimde bulmuşsak onu alırız. Yoksa yanlış yapanlardan oluruz.”
- Ondan umutlarını kesince bir yana çekilip fısıldaştılar: Büyükleri dedi ki “Bilmiyor musunuz babamız bizden Allah adına kesin söz almıştı? Daha önce de Yusuf’a karşı aşırılıklar yapmıştık. Ben buradan hiçbir yere ayrılmam. Babamın izni olur ya da Allah benimle ilgili bir karar verirse başka; en iyi kararı O verir.
- Babamızın yanına dönün ve deyin ki “Babamız! Oğlun hırsızlık yaptı. Biz sadece bildiğimize şahitlik ederiz. İşin aslını kavrayacak durumda da değiliz.
- Gittiğimiz şehrin halkına ve birlikte döndüğümüz kervana sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.” deyin!”
- Yakup dedi ki “Hayır… Arzularınız size bir iş yaptırmış… Bundan sonrası güzel bir sabırdır. Belki de Allah onları birlikte bana getirir. Çünkü her şeyi bilen ve kararları doğru olan O’dur.”
Hasretin Ulaştığı Son Nokta
- Onlara sırt çevirdi ve “Vah Yusuf’um vah!” dedi. Üzüntüden gözlerine ak düştü. Acısını içine gömmüştü.
- Dediler ki “Vallahi Yusuf diye diye elden ayaktan düşecek ya da ölüp gideceksin.”
- Yakup dedi ki “Ben üzüntümü ve kederimi yalnız Allah’a açıyorum. Allah’ın bildirmesi sebebiyle sizin bilmediğiniz bir şeyi de biliyorum”
- Oğullarım! Gidin, Yusuf ve kardeşiyle ilgili bilgi toplayın. Allah’ın desteğinden umut kesmeyin. Çünkü Allah’ın desteğinden umut kesenler, yalnız onu görmezlikten gelen topluluklardır.”
Yusuf’un Kendini Kardeşlerine Tanıtması
- Gidip Yusuf’un huzuruna çıkınca şöyle dediler: “Sayın vezirimiz! Darlık bizi ve ailemizi vurdu. Buraya kolayca taşınabilecek kadar az bir malla gelebildik. Sen yine de bize tahsisatımızı sanki tam yük getirmişiz gibi ver ki; sadakan olsun. Allah sadaka verenlere karşılığını verir.”
- Yusuf dedi ki “Siz Yusuf’a ve kardeşine ne yaptığınızı biliyorsunuz değil mi? Ama o zaman işin nereye varacağını bilmiyordunuz.”
90. Dediler ki “Sensin değil mi? Gerçekten sen Yusuf’sun!” (Yusuf:) “Ben Yusuf’um. Bu da kardeşim! Allah bize iyilik etti. Kim kendini korur ve sabırlı olursa, Allah, böyle güzel davrananların ödülünü boşa çıkarmaz.” dedi.
91. Dediler ki “Vallahi Allah, seni bize gerçekten tercih etmiş. Biz hatalı davranmıştık.”
- Dedi ki “Bugün suçunuzu başınıza kakma diye bir şey yok. Durumunuzu Allah düzeltir. En iyi ikramı O yapar.”
- “Benim şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne bırakın; gözleri görür hale gelecektir. Sonra bütün ailenizle birlikte bana gelin!”
Yakub Aleyhisselam’ın Görür Hale Gelmesi
- Kervan oradan ayrılınca Yakup dedi ki “Ben gerçekten Yusuf’un kokusunu alıyorum. Umarım benim için bunamış demezsiniz.”
- Dediler ki “Vallahi sen o eski yanılgına gömülüp kalmışsın.”
- Müjdeci gelip gömleği yüzüne bırakınca Yakup tekrar görmeye başladı. Dedi ki: “Ben size dememiş miydim; sizin bilmediğiniz bir şeyi, Allah’ın bildirmesinden dolayı biliyorum?”
- Oğulları dediler ki: “Babamız! Günahlarımızın bağışlanması için dua et. Kesinlikle biz hatalıydık!”
- Dedi ki “Rabbimden sizi bağışlamasını dileyeceğim. Çünkü o çok bağışlar, ikramı boldur.”
Yusuf’un Rüyasının Gerçekleşmesi
- Hep beraber Yusuf’un huzuruna girdiklerinde, anasını babasını bağrına bastı: “Mısır’ı dolaşın, Allah gerekli desteği verirse güven içinde olursunuz.” dedi.”
- Yusuf, anasını babasını tahtının üstünde, kendi yanına oturttu. İkisi de kardeşleriyle birlikte Yusuf’un karşısında eğildiler. Dedi ki “Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyamın gereğidir. Rabbim onu gerçeğe çevirdi. Hapisten çıkardığı zaman da bana iyilikte bulunmuştu. Şeytan kardeşlerimle aramı iyice bozduktan sonra Rabbim sizi çölden buraya getirdi. Benim Rabbim, gerekli gördüğü şeyi en ince ayrıntısına kadar yapar. Çünkü her şeyi bilen ve kararları doğru olan O’dur.”
- “Rabbim (Sahibim)! Bana yönetimden bir pay verdin, olayların bağlantısını kurmayı (tevilini) öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Bu dünyada da öbür dünyada da benim en yakınım (velim) sensin. Canımı, sana tam teslim olmuş (Müslüman) biri olarak al, beni iyilerin arasına kat!”
Kıssadan Hisseler
- İşte bu, gizli kalmış bilgilerdendir; sana vahiy yoluyla bildiriyoruz. Yoksa sen, birlikte hareket edip (Yusuf’a) tuzak kurarlarken (kardeşlerinin) yanında değildin.
- Ne kadar çırpınırsan çırpın, insanların çoğu inanacak değildir.
- Üstelik bunun için onlardan bir karşılık da istemiyorsun. Kur’an, herkese yararlı doğru bilgi (zikir) dışında bir şey değildir.
- Göklerde ve yerde nice göstergeler var ama hiç ilgi göstermeden yürür giderler.
- Onların çoğu (araya aracı koyup) müşrik olmadıkça Allah’a güven de duymazlar.
- Allah’ın azabının kendilerini kuşatmasına veya beklemedikleri bir anda Kıyamet /mezardan kalkış saatinin gelmesine karşı bir güvenceleri mi var?
- De ki “Benim yolum budur, gerçekleri göstererek, insanları Allah’a (O’nu kitabına) çağırıyorum. Ben, bana uyanlarla birlikte bu yoldayım. Allah’a boyun eğerim. Ben müşriklerden değilim.”
- Senden önce gönderdiğimiz elçiler, o kentlerin halkından vahyettiğimiz erkeklerdi. Bunlar yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki kendilerinden öncekilerin sonunun ne olduğunu görsünler? Ahiret yurdu Allah’tan çekinerek kendini koruyanlar için elbette daha iyidir. Hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
- Elçiler, yalancı sayıldıklarını anlayıp umutlarını tamamen kesince onlara yardımımız gelir, sonra da gereğini yapanı kurtarırız. Suçlular topluluğuna olan baskımız engellenemez.
- Onların hikâyelerinde sağlam duruşlu olanlar için dersler vardır. Bu (Kitap), uydurulmuş bir söz değildir. Aksine, kendinden öncekileri tasdik eder, her şeyi detaylıca açıklar, inanıp güvenen bir topluluğa rehber ve tam bir ikramdır.
Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır
İlgili Yazılar
-
Nikâhın Doğal Bir Sonucu: Mehir
2 Kasım, 2020 -
Üzeyir Aleyhisselam
23 Eylül, 2016 -
İmam Nikâhının Şartları
27 Mayıs, 2015 -
Babaanne-Torun Evliliği
17 Aralık, 2014 -
Kur’ân ve Geleneğe Göre Küçüklerin Evlendirilmesi
1 Ocak, 2014 -
Mut’â Nikâhı
29 Mart, 2012 -
Hürmet-i Musahare – (Babanın Kızını Şehvetle Öpmesi)
12 Aralık, 2011 -
İbrahim Aleyhisselam
6 Ekim, 2009 -
Lut Aleyhisselam
6 Ekim, 2009 -
Salih Aleyhisselam
6 Ekim, 2009