RAHMET MELEKLERİ KADININ SAÇININ AÇIK OLDUĞU EVE GİRMEZ Mİ?
Bir evde kadının saçı açık olduğunda rahmet meleklerinin oraya girmeyeceği konusundaki yaygın kanı, bu konuda delil gösterilen hadislerin içeriklerinin iyi anlaşılamamasından veya cümlelerin bağlamından koparılarak kullanılmasından kaynaklanmıştır. Delil olarak kullanılan hadisleri tek tek inceleyelim:
1.ALLAH KENDİSİNDEN ÇEKİNİLMEYE LAYIKTIR
Bu konuda günümüzde delil olarak kullanılan bir hadis, evin içinde başkaları yokken dahi Allah’ın bizi görüyor olduğu ve O’nun kendisinden çekinilmeye en layık varlık olduğu şeklindedir. Oysa bu rivayetin baş örtüsüyle hatta kadınlara özel herhangi bir durumla ilgisi yoktur:
… Behz bin Hakîm’in dedesinden (Muâviye bin Hayda) (ra) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Yâ Resulallah, örtülmesi gereken yerlerimizi kimin yanında örtelim?”” diye sordum. Efendimiz: “Sen avretini (hür) karından veya esir olan (karından) başka herkesten sakla!” buyurdu. Ben: “Yâ Resûlallah, ya insanlar birbiriyle iç içe yaşıyorsa /bir arada bulunuyorsa, bana bundan haber ver.” dedim. Efendimiz: “Gücün yettiğince avret yerlerini kimseye göstermemeye çalış!” buyurdu. Ben: “Yâ Resûlallah, peki birimiz (tek başına) boş bir yerde olursa?” diye sordum. Buyurdu ki: “Kendisinden hayâ edilip utanılmaya en lâyık olan Allah”tır.” (İbn Mâce, Nikah, 28 (1920))[1]
Görüldüğü gibi rivayet, bir erkeğin avretle ilgili sorusu üzerine, bedenin hangi kısımlarının kimler arasında örtülmesi gerektiğine dair verilen cevabı içermektedir. Allah’ın bizi her an gördüğü bilinciyle yaşamak tavsiye edilmiştir. Ev içinde yalnız dahi olsak tamamen çıplaklıktan kaçınmak ve avret yerlerini yani bel ile diz kapağı arasındaki bölgeyi örtmek fıtratımızın da ihtiyaç duyduğu bir davranış biçimidir. Nitekim şeytan onların elbiselerini çıkarttırdığında, Adem (as) ve eşi de hemen örtünecek bir şeyler aramışlardı. Yaratılıştan gelen bu özellik konusunda kadın erkek ayrımı yoktur. Hadis saçın örtülmesiyle değil, çıplak gezmekten sakınılmasıyla ilgilidir.
2.İNSANIN YANINDA MELEKLER VARDIR
Benzer anlama vurgu yapan bir diğer rivayette, meleklerden açıkça söz edilmektedir:
“Çıplaklıktan sakının! Zira sizin yanınızda; sadece tuvalete girdiğiniz zaman ve erkek hanımına sokulunca ayrılan melekler vardır. Onlardan haya edin, onlara karşı saygılı olun.” (Tirmizî, Edeb 42)[2]
Burada vurgulanması gereken, rahmet meleklerinin insanın yanından ayrıldığı söylenen iki durumda da kişinin, avret mahalli denen, göbek deliği ile diz kapağı arasından bir kısmın örtülü olmadığıdır.
İsnadının zayıflığı nedeniyle bu rivayet “zayıf” olarak değerlendirilmiştir. Tirmizî, bu hadis için Garîb demiştir. Buna rağmen rivayetin metninin, ele aldığımız diğer hadislerle uyumlu olduğu görülecektir.
Konuyu baş örtüsüyle ilişkilendirilen rivayetler ise Hatice annemizin ve Âişe annemizin başlarının açık olması sebebiyle Cebrâil’in eve girmediği şeklinde anlatılır. Oysa bu olayların da yalnız saçın açık olmasıyla ilgisi yoktur.
3. HATİCE’NİN (R.A.) VAHİY DELİLLERİNİ DENEMESİ BAHSİ
Hatice annemizle ilgili rivayet, vahyin başlangıcında Nebimize görünen varlığın melek olduğunu anlayabilmek için annemizin yaptığı bir deneme olarak anlatılır:
İbn İshak dedi ki: Bana Zübeyr ailesinin azatlısı İsmail bin Ebî Hakîm anlattı, ona şöyle anlatmışlar: Hatice, Rasulullah (sav)’e: Amca oğlu[3], arkadaşın sana geldiği zaman bana haber verebilir misin, dedi? O da: Evet, dedi. Cebrail aleyhisselam daha önce yaptığı gibi geldi. Rasulullah (sav) da Hatice’ye: Ey Hatice, işte Cebrail bana geldi, dedi. Hatice: Kalk, ey amca oğlu, sol uyluğumun üzerine otur, dedi. Rasulullah (sav) kalktı, onun üzerine oturdu. Hatice: Onu görüyor musun, dedi? O da: Evet, dedi. Hatice: Dön, sağ uyluğumun üzerine otur, dedi. Rasulullah (sav) döndü, sağ uyluğunun üzerine oturdu. Hatice: Onu görüyor musun, dedi? O da: Evet, dedi. Hatice: Dön, kucağıma otur, dedi. Diyor ki: Rasulullah (sav) döndü, onun kucağına oturdu. Hatice: Onu görüyor musun, dedi? O da: Evet, dedi. Diyor ki Hatice açıldı, başörtüsünü attı, Rasulullah (sav) hâlâ kucağında oturuyordu, sonra ona: Onu görüyor musun, dedi? O da: Hayır, dedi. O da: Ey amca oğlu dayan, müjde, Allah’a yemin ederim ki o melektir, şeytan değildir, dedi.
İbn İshak dedi ki: Bu hadisi Abdullah bin Hasan’a anlattım, o da: Annem Fatıma binti Hüseyin’den bu hadisi Hatice’den anlatırken dinledim, ancak şöyle dediğini duydum: “Rasulullah sallalahu aleyhi vesellemi gömleğinin içine aldı, o zaman Cebrail gitti. Hatice, Rasulullah sallalahu aleyhi veselleme: Şüphesiz bu melektir, şeytan değildir, dedi.” (İbn Hişâm, es-Siyre I.257; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid VIII.256, Taberî, et-Tarih I.208; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ II.116 )[4]
Görüldüğü gibi rivayetin ilk anlatımında Hatice annemiz, başörtüsünü açmanın öncesinde kıyafetini de açmış, ikinci anlatımında ise Nebimizle karı-koca ilişkisi yaşayacaklarmış gibi görünmesini sağlamış, böylece gelenin melek mi şeytan mı olduğunu anlamaya çalışmıştır. Yani burada da Cebrail ya annemizin saçı dışında vücudu da açıldığı için ya da karı-koca münasebeti nedeniyle yanlarından çekilmiştir. Bunlar da ikinci sırada incelediğimiz çıplaklıktan sakınılmasını tavsiye eden hadiste meleklerin ayrılmasını gerektiren iki nedendir.
Taberi, rivayetin isnadını hasen bulurken, Zehebî’nin eserinde munkatı’ olduğu yazılıdır. Senet incelemesi yapılmaksızın bu rivayete göre hüküm verilecek olsa dahi varılacak sonuç, yalnızca saçın açık olmasıyla meleklerin uzaklaştığı şeklinde olamaz; ancak çıplaklık veya karı-koca ilişkisi sebebiyle meleklerin uzaklaştığı kanısına varılabilir.
4.KABRİSTANDA OKUNACAK DUALAR BAHSİ
Bir diğer rivayet ise Âişe annemizin geceleyin elbisesini çıkarmış, uyuyor olduğu sırada Cebrâil’in nebimize gelişi ve kabristandaki insanlar için dua etmesini isteyişi hakkındadır. Rivayetin ilgili kısmı şöyledir:
… Muhammed (a.s.) Âişe annemize şöyle der: “… bana Cibrîl geldi de, nida etti. Ama nidasını senden gizledi. Ben, kendisine cevap verdim fakat ben de cevâbımı senden gizledim. Sen soyunmuş bir vaziyette iken yanına girecek değildi ya. Ben, senin uyuduğunu zannettim de uyandırmak istemedim. Korkacağından da şüphe ettim.” …. (Müslim, Cenâiz 103 (974); Neseî, Cenâiz 103, İşretu’n-Nisa 4)[5]
Bu durumda da Cebrâil’in içeri girmeme nedeni Âişe annemizin saçının açık olması değil, elbisesini çıkarmış durumda olmasıdır.
Neseî’deki rivayet sahih olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ:
Rahmet meleklerinin, içinde köpek, sûret ya da resim olan, içinde zil veya çan çalınan, kötü koku olan ya da cünüb kimse bulunan evlere girmediğine dair çeşitli rivayetler de mevcuttur. Ancak konumuz kapsamında kalan kısım, kadının saçının açık olması nedeniyle insanın yanından ayrılıp ayrılmadıklarıdır. Bu konuda çıplaklıktan sakındıran ve meleklerin bu durumda insanın yanından ayrıldığını söyleyen rivayet zayıftır; ancak saçın açıklığına delil gösterilen rivayetlerde rahmet meleklerinden değil Cebrail’den (as) bahsedilmektedir. Sırf Cebrâil’in de bir melek olması nedeniyle rahmet melekleri onun gibi değerlendirilse bile, anlaşılacaktır ki rivayetlere göre meleklerin insanın yanından ayrıldığı durumlar, insanın avret yerlerinin açık olduğu durumlardır. Rahmet meleklerinin eve girmemesinin, kadınların saçlarının açık olmasıyla ilgisi yoktur.
YORUM:
Yukarıda anlatılanlardan yola çıkarak, kadınların evde dahi gece veya gündüz mümkün olduğunca örtülü gezmelerinin “daha iyi” olacağı şeklinde fikir öne sürenler mevcuttur. Gözden kaçmamalıdır ki Nebimiz (sav) hayatta iken eşi ve mümin hanımların öğretmeni olan Âişe annemiz dahi içeriye Cebrâil’in girmeyeceği bir kılıkta uyuyabiliyor, bu durumda eşi tarafından kınanmıyor, üstü örtülmüyor, kendi halinde uyumasına müsaade ediliyor, uyanmasından ve korkmasından endişe ediliyordu. Çünkü fıtrî olan, kişinin kendi evinde uyuyorken rahat etmesidir.
Dışarıdayken ve evinin içinde yabancı bir erkek varken zaten tesettürlü olan bir kadının, kendi evinde ve yabancı kimse yokken de sürekli tesettürlü olmasını beklemek, dinde Allah’ın emretmediği bir şeyi emretmek, Allah’ın helal kıldığı bir şeyi yasaklamak olur. Allah, dinini mükemmel hale getirmiş (Mâide 5/3) ve Kur’an’ı tamamlamadan önce tesettürle ilgili olarak Nûr Suresi 30-31 ayetleri indirmiştir. Kadının kimin yanında saçını açabileceği bilgisi 31. ayette verilmiştir. Kimsenin, “tavsiye edilir” veya “daha iyi olur” diyerek dahi olsa, Allah’ın dinine hüküm eklemeye hakkı yoktur. Dinde yapılan her aşırılık başka bir soruna neden olur. Kendi evinde dahi başını örtmesi gerektiğini hisseden bir kadın, fıtrata ağır gelen bu yük altında ezilebilir; günümüzde sıkça rastladığımız, tesettürden tamamen vazgeçme yoluna gidebilir. Dinle ilgili konularda tüm müminlerin, zorlaştırmayıp kolaylaştırmak ve nefret ettirmeyip müjdelemek için çalışmaları gereklidir. Buna göre tesettürü zorlaştırmamak için de Allah’ın emretmediği “tavsiyeler” üretmekten kaçınmak en doğrusudur.
A. Zeynep ARSLANOĞLU DÖNMEZ
____________________________________________________
[1] “حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، وَأَبُو أُسَامَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ عَوْرَاتُنَا مَا نَأْتِي مِنْهَا وَمَا نَذَرُ قَالَ ” احْفَظْ عَوْرَتَكَ إِلاَّ مِنْ زَوْجَتِكَ أَوْ مَا مَلَكَتْ يَمِينُكَ ” . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ الْقَوْمُ بَعْضُهُمْ فِي بَعْضٍ قَالَ ” إِنِ اسْتَطَعْتَ أَنْ لاَ تُرِيَهَا أَحَدًا فَلاَ تُرِيَنَّهَا ” . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَإِنْ كَانَ أَحَدُنَا خَالِيًا قَالَ ” فَاللَّهُ أَحَقُّ أَنْ يُسْتَحْيَى مِنْهُ مِنَ النَّاسِ ” .”
[2] “إِيَّاكُمْ وَالتَّعَرِّي فَإِنَّ مَعَكُمْ مَنْ لاَ يُفَارِقُكُمْ إِلاَّ عِنْدَ الْغَائِطِ وَحِينَ يُفْضِي الرَّجُلُ إِلَى أَهْلِهِ فَاسْتَحْيُوهُمْ وَأَكْرِمُوهُمْ”
[3] Hatice Validemiz, Nebimiz (sav) ile aynı kabileden olduğu için, kimi zaman ona muhabbet, saygı, yakınlık duyduğunu ve cana can olduğunu hissettiren ‘Amcaoğlu’ hitabıyla seslenmiştir.
[4] “ما رواه ابن إسحاق قال: “حدثني إسماعيل بن أبي حكيم مولى آل الزبير أنه حُدِّث عن خديجة – رضي الله عنها – أنها قالت لرسول الله – صلى الله عليه وسلم -: أي ابن عم، أتستطيع أن تخبرني بصاحبك هذا الذى يأتيك إذا جاءك؟ قال: نعم. قالت: فإذا جاءك فأخبرني به، فجاءه جبريل – عليه السلام – كما كان يصنع، فقال رسول الله – صلى الله عليه وسلم -: لخديجة: يا خديجة، هذا جبريل قد جاءني، قالت: قم يا ابن عم فاجلس على فخذي اليسرى. قال: فقام رسول الله – صلى الله عليه وسلم – فجلس عليها: قالت: هل تراه؟ قال: نعم: قالت: فتحول فاجلس على فخذي اليمنى، قالت: فتحول رسول الله – صلى الله عليه وسلم – فجلس على فخذها اليمنى، فقالت: هل تراه؟ قال: نعم. قالت: فتحول فاجلس في حجري، قالت فتحوّل رسول الله – صلى الله عليه وسلم – فجلس في حجرها، قالت: هل تراه؟ قال: نعم: قال: فتحسّرتْ وألقت خمارها، ورسول الله – صلى الله عليه وسلم – جالس في حجرها، ثم قالت له: هل تراه؟ قال: لا، فقالت: يا ابن عم، أثبت وأبشر، فوالله إنه لملَك وما هذا بشيطان.
قال ابن إسحاق: وقد حدثت عبد الله بن حسن هذا الحديث، فقال: قد سمعت أمي فاطمة بنت حسين تُحدِّث بهذا الحديث عن خديجة إلا أني سمعتها تقول: أدخلتْ رسول الله – صلى الله عليه وسلم – بينها وبين درعها، فذهب عند ذلك جبريل، فقالت لرسول الله – صلى الله عليه وسلم -: إن هذا لملك وما هو بشيطان”
[5] “ قَالَ ” فَإِنَّ جِبْرِيلَ أَتَانِي حِينَ رَأَيْتِ فَنَادَانِي فَأَخْفَاهُ مِنْكِ فَأَجَبْتُهُ فَأَخْفَيْتُهُ مِنْكِ وَلَمْ يَكُنْ يَدْخُلُ عَلَيْكِ وَقَدْ وَضَعْتِ ثِيَابَكِ وَظَنَنْتُ أَنْ قَدْ رَقَدْتِ فَكَرِهْتُ أَنْ أُوقِظَكِ وَخَشِيتُ أَنْ تَسْتَوْحِشِي”
İlgili Yazılar
-
RAHMET MELEKLERİ KADININ SAÇININ AÇIK OLDUĞU EVE GİRMEZ Mİ?
17 Ocak, 2025 -
KUR’ÂN’DA SALAT KAVRAMI
1 Mart, 2024 -
TASDİK KONUSU VE ÖNCEKİ KİTAPLAR HAKKINDA ÖZET
27 Şubat, 2024 -
ŞAH DAMARI
15 Ağustos, 2023 -
GÖKLERE YOLCULUK İSRÂ VE MİRÂC
10 Ağustos, 2023 -
İKTİSADİ GELİŞME VE ZEKÂT
13 Haziran, 2023 -
CENNETTE HURİLER
23 Ocak, 2023 -
YOLCULUKTA VE KORKU HALİNDE NAMAZ
23 Şubat, 2022 -
KİTAP VE SÜNNET Mİ? KİTAP VE HİKMET Mİ?
10 Şubat, 2022 -
Ölüme Hazırlık
8 Haziran, 2021