İslam Kavramı

Tarih boyunca insanların yüz yüze kaldığı, çeşitli sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan toplumsal çatışmaların arka planına baktığımızda, kavram kargaşasına sebep olacak bir şekilde bazı kavramlara özünden uzak anlamlar yüklenildiğine şahit oluruz. Bu konuda bilerek veya bilmeyerek üzerinde en çok spekülasyon yapılan kavramlardan birisi de İslam kavramıdır.

Bugün dünya üzerinde bulunan insanların çoğu İslam’ı kaynağından bir bütün olarak tanımadığından veya kendisine doğru tanıtılmadığından İslam hakkında duyduğu her şeyi doğru ve geçerli bilgi zannediyor. İslam adına insanların yaptıkları yanlışlıkları, yanlış anlamaları, itikadi ve ahlaki sapmaları, batıl inanç ve düşünceleri, bid’at ve hurafeleri, kocakarı hikâyelerini, mitolojik yaklaşımları, israiliyyatları, siyasi çıkarları, ideolojik dayatmaları, asılsız iddaları, yalan haberleri, reyting endişesiyle gazetelerde yazılan ve televizyon ekranlarında söylenen her şeyi, müsteşriklerin iftiralarını ve enaniyet dolu sosyete hocalarının abuk subuk yorumlarını gerçek İslam zannediyor. Dolayısıyla bu yanlış bilgilendirme İslam’a ve müslümanlara karşı bir antipati ve sonucunda bir düşmanlık oluşmasına sebep oluyor. Ayrıca ideolojik yaklaşımlar ve nefsi tercihler neticesinde Ilımlı İslam, Radikal İslam, İslami terör gibi tamamen batı patentli yeni kavramlar da müslümanların gündemini yeterince işgal etmektedir. Bu durumda sorumluluk sahibi olan bizler bütün tartışmalarımıza kısa bir süre ara verip, bu temeli sağlamlaştıracak gerçekçi adımlar atmalıyız. Zira gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğer yanlışları da mutlaka beraberinde getirecektir. Bu nedenle dosta ve düşmana öyle kapsamlı bir İslam tarifi yapmamız gerekiyor ki bu dine düşman olanlar gerçekte neye düşman olduklarını anlasın ve durumlarını tekrar değerlendirme gereği duysunlar.

Diğer taraftan ben müslümanım diyenler de neye inandıklarını daha iyi bilsin, bu dine daha iyi bağlansın ve bu doğrultuda batıl düşünce ve inançlarını bir an önce terk ederek doğruya yapışsınlar. Tabi ki her şeyin en doğrusunu bilen Allah’ın sözlerine başvurarak Kur’an’ın belirlediği ölçülerde bir tanım yaparsak daha doğru, daha sağlam bir çalışma yapmış oluruz. Faydalı olduğuna inandığım bu çalışma siz değerli dostların katkılarıyla hedeflenen sonuca ulaşacaktır İnşallah. Selam ve dua ile İslam: Yüce Allah’ın Hz.Adem(a.s)’den Hz.Muhammed (S.A.V)’e kadar dünyanın dört bir tarafına gönderdiği elçilerle ve kitaplarla duyurduğu, insanın yaratılış fıtratına uygun, evrensel ahlak ilkelerini içinde barındıran, her zaman ve mekâna hitap eden, tevhid ve adalet esasına dayanan, bireysel ve toplumsal hayatın her alanında koyduğu ölçülerle kişinin dünya ve ahiret kurtuluşunu hedefleyen, insanlar arasında sınıf ve ırk ayrımı yapmayan, Allah’ın tüm insanlar için seçip beğendiği ve akıl sahibi insanların hür iradelerinde tercihlerine sunduğu bir yaşam tarzı ve bir ilahi sistemin adıdır.

HER TOPLUMA GÖNDERİLEN PEYGAMBERLER

Nahl 36: “Andolsun ki, her ümmete: “Allah’a kulluk edin, tağutlardan kaçının” diyen peygamber göndemişizdir. Allah içlerinden kimini doğru yola eriştirdi, kimi de sapıklığı hak etti. Yeryüzünde gezin; peygamberleri yalanlayanların sonlarının nasıl olduğunu görün.” Fâtır 24: “Şüphesiz Biz seni, müjdeci ve uyarıcı olarak, gerçekle gönderdik. Geçmiş her ümmet içinde de mutlaka bir uyarıcı buluna gelmiştir.” Ra’d 7: “İnkâr edenler: “Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?” derler. Sen ancak bir uyarıcısın. Her milletin bir yol göstereni vardır.” En’âm 42: “Şüphesiz ki, senden önce ümmetlere peygamberler göndermiştik; onları yalvarsınlar diye darlık ve sıkıntıya sokmuştuk.” FITRAT DİNİ Rum 30: “O halde sen yüzünü, dosdoğru olarak dine, Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çoğu bilmiyor.” EVRENSEL İLKELER A’raf 157: “Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”

EVRENSEL DİN

Âl-i İmrân 138: “Bu Kur’ân, bütün insanlara bir açıklama, sakınanlara yol gösterme ve bir öğüttür.” Yûnus 57: “Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalblerde olana şifa, inananlara doğruyu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir.” A’raf 158: “De ki: “Ey insanlar! Ben sizin tümünüze Allah’ın resulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü o Allah’ındır. İlah yoktur O’ndan başka. O diriltir, O öldürür. O halde Allah’a ve resulüne iman edin; Allah’a ve onun sözlerine inanan o ümmi peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz.” Yûsuf 104: “Oysa sen buna karşılık onlardan bir ücret de istemiyorsun. Kur’ân, âlemler için sadece bir öğüttür.” Sâd 87: “Bu Kur’ân, ancak âlemler için bir öğüttür.” Kalem 52. Oysa o (Kur’ân-ı Kerim), âlemler için bir öğütten başka bir şey değildir. Enbiyâ 107. Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

TEVHİD ESASI

Bakara 256 Dinde zorlama olmaz; doğru ile eğri birbirinden iyice ay­rıl­mıştır. Kim azgınları tanımaz da Allah’a inanırsa kop­mak bilme­yen sağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah işitendir, bilen­dir. Tevbe 31 (Yahudi ve hristiyanlar)Âlimlerini ve din büyüklerini, Allah ile aralarına rab olarak koydular. Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa onlara verilen emir, sadece tek bir ilaha kul olmaları idi. Ondan başka tanrı yoktur. Allah, onların şirkinden uzaktır. Zümer 3 İyi bil ki, saf din Allah’ın dinidir. Allah ile kendi aralarına koydukları velilere tutulanlar derler ki: “Biz onlara, başka değil sadece bizi Allah’a daha çok yaklaş­tırsınlar diye kul oluruz. Ahkaf 5 Allah’ın yakınından Kıyamet gününe kadar kendi­sine cevap vere­meyecek kimseleri çağı­randan daha sapık kimdir? Oy­saki bunlar on­ların çağrısın­ın farkında değillerdir. Ahkaf 6 İnsanlar, ahirette bir araya getirildiği gün, bunlar onlara düşman olacak ve onların kulluğunu kabul etmeyeceklerdir.” Zuhruf 84. Gökte de ilah, yerde de ilah O’dur. Hakim olan, herşeyi bilen O’dur. Zuhruf 85. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulananların hükümranlığı kendisinin olan Allah en yücedir! Kıyamet saatini bilmek O’na aittir. O’na döneceksiniz. Enbiyâ 22. Eğer yerle gökte Allah’tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıklarından münezzehtir. Allah’a isyan konusunda hiçbir beşere itaat yoktur. (Buhari,Ahad 1 ; Müslim, İmare 39)

ADALET ESASI

Nisa 135 “Ey iman edenler adaleti ayakta tutarak Allah için şahitlik* edenler olun. Kendinizin, ana ve babanızın aleyhinde bile olsa (şahitlik ettiğiniz kimseler) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. Adaleti yerine getirebilmek için hevâ ve hevesinize uymayın. Eğer eğri davranır veya yüz çevirirseniz, Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Mâide 8 “Ey iman edenler, Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Bir topluluğa karşı duyduğunuz kin sizi adaletten saptırmasın. Adil davranın, takvaya* yakışan budur. Allah’tan korkun, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” Nisa 58 “Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emreder.” Hucurât 9 “…Hükmettiğin zaman onlar arasında adaletle hükmet. Şüphesiz Allah adil davrananları sever.” “Ey insanlar! Sizden evvel yaşamış toplumların neden dolayı yollarını şaşırıp saptıklarını biliyor musunuz? Asilzadeleri bir hırsızlık yaptığı zaman onu affeder, zayıf ve kimsesizleri bir şey çalarsa onları cezalandırırlardı. Allah’a yemin ederim ki, böylesine kötü bir hırsızlığı Mahzum kabilesine mensup Fatıma değil, kendi kızım Fatıma yapmış olsa bile kesinlikle cezasını verirdim. ” (Müslim, Hudûd, 2) “Hükmünde, yönetimi ve velâyeti altındakiler hakkında adîl davrananlar, Allah katında nurdan minberler üzerinde olacaklardır.” (Müslim, İmâre, 18) İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz. (İbn Mâce, Ruhûn, 4.) Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Îmân, 164.)

HAYATIN HER ALANINDA ÖLÇÜLERİ OLAN DİN

Bakara 234. İçinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler kendi kendilerine dört ay on gün beklerler; müddetleri sona erdiğinde, onların kendi haklarında uygun şekilde yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah işlediklerinizden haberdardır. Bakara 235. Böyle kadınlara kapalı bir şekilde evlenme teklif etmenizde veya içinizden onlarla evlenmeyi geçirmenizde size sorumluluk yoktur. Allah onları anacağınızı bilir. Sakın meşru sözler dışında onlarla gizlice sözleşmeyin, müddet sona erene kadar nikâh akdine kalkışmayın. İçinizde olanı Allah’ın bildiğini bilin de O’ndan çekinin. Allah’ın bağışlayan ve Halim olduğunu bilin. Bakara 215. Sana, ne sarf edeceklerini sorarlar, de ki: ” Sarf edeceğiniz mal, ana baba, yakınlar, yetimler, düşkünler, yolcular içindir. Yaptığınız her iyiliği Allah şüphesiz bilir”. Hucurât 6. Ey inananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz. Hucurât 10. Şüphesiz Mü’minler birbiri ile kardeştirler; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin; Allah’tan sakının ki size acısın. Hucurât 11. Ey inananlar! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar, belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır. Tevbe etmeyenler, işte onlar zalimlerdir. Hucurât 12. Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin (dedikodu yapmasın); hanginiz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? (Yani siz kendi öz kardeşinizin etini daha cesedi bile soğumadan vahşî hayvanlar gibi çiğ çiğ yemekten hoşlanabilir misiniz? İşte dedikodu veya diğer adıyla gıybet, Allah katında bu kadar iğrençtir ve iğrençliği derecesinde de cezayı gerektirir). (Artık) Ondan tiksindiniz (değil mi?); Allah’tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, esirgeyendir. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, İman, 74, 75.) Sizden kim çirkin bir davranış görürse onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin ki bu imanın en zayıf şeklidir. (Müslim, İman 78) Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6. ) “Dostunu severken ölçülü sev, günün birinde düşmanın olabilir. Düşmanına da buğzunu ölçülü yap, günün birinde dostun olabilir.” (Tirmizi, Birr 60, (1998). Kuvvetli kimse, (güneşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir. (Buhari, Edeb 76, Müslim, Birr 107, (2760); Muvatta, Hüsnü’l-Halk 12, (2, 906). Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55.)

DÜNYA VE AHİRET KURTULUŞU HEDEFLEYEN DİN

Bakara 201. “Rabbimiz! Bize dünyada iyiyi, âhirette de iyiyi ver, bizi ateşin (cehennemin) azâbından koru” diyenler de vardır. Bakara 202. İşte onlara, kazançlarından ötürü karşılık vardır. Allah hesabı çabuk görür. Saf 10. Ey inananlar! Sizi can yakıcı bir azabdan kurtaracak, kazançlı bir yolu size göstereyim mi? Saf 11. Allah’a ve peygamberine inanırsınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla mücadele edersiniz; bilseniz, bu sizin için en iyi yoldur. Saf 12. Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur. Saf 13. Bundan başka, sevdiğiniz bir şey daha: Allah katından bir yardım ve yakın bir zafer vardır. İnananlara müjde ver. Fussilet 30. “Rabbimiz Allah’tır” deyip, sonra doğru olanların üzerine melekler iner : “Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin.” (derler.)” Fussilet 31. “Biz dünya hayatında da, âhirette de sizin dostlarınızız. Orada size canlarınızın çektiği her şey var. Orada size istediğiniz her şey var.”

SINIF VE IRK AYRIMI YAPMAYAN DİN

Hucurât 13. Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.

TÜM İNSANLIK İÇİN İSLAM TEK GEÇERLİ DİN

Âl-i İmrân 19. Allah katında tek geçerli din, şüphesiz İslâm’dır. Âl-i İmrân 85. Kim İslâm’dan başka bir dine yönelirse, onun dini kabul edilmeyecektir. Ve o âhirette de kaybedenlerden olacaktır. Maide 3 Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslâmiyet’i beğendim.

AKIL SAHİPLERİNE HİTAB EDEN DİN

İbrâhîm 52. Bu Kur’ân, onunla uyarılsınlar ve tek bir Tanrı bulunduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara tebliğ edilmiştir. Mü’min 54. (O) aklıselim sahiplerine bir yol gösterici, bir öğüttür. Yunus 100. …Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.

HÜR İRADEDE TERCİHE SUNULMUŞ DİN

İnsân 3. Şüphesiz biz ona (insana) doğru yolu gösterdik; dileyen şükreder, dileyen de nankörlük. Bakara 256 Dinde zorlama olmaz; doğru ile eğri birbirinden iyice ay­rıl­mıştır. Kim azgınları tanımaz da Allah’a inanırsa kop­mak bilme­yen sağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah işitendir, bilen­dir.

BÜTÜN PEYGAMBERLER İSLAM DİNİNİN PEYGAMBERİ

Bakara 131. Rabbi ona: “Teslim ol” buyurduğunda, “Âlemlerin Rabbine teslim oldum” demişti. Bakara 132. İbrahim bunu oğullarına vasıyet etti. Ya’kûb da: “Oğullarım! Allah dini size seçti, siz de ancak müslümanlar olarak ölün.” dedi. Bakara 133. Yoksa Ya’kûb ölürken sizler yanında mı idiniz? O, oğullarına: “Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?” diye sormuştu; Onlar da: “Senin Tanrına ve ataların İbrahim, İsmail, İshak’ın Tanrısı olan tek Tanrıya kulluk edeceğiz, bizler O’na teslim olmuşuzdur” demişlerdi. Bakara 140. Yoksa İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kûb ve torunlarının Yahudi veya Hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? Peki, Siz mi yoksa Allah mı daha iyi bilir? De. Allah tarafından kendisine bildirilen bir gerçeği gizleyenden daha zalim kim vardır? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir. Âl-i İmrân 52. İsâ onların inkârlarını hissedince: “Allah uğrunda yardımcılarım kimlerdir?” dedi. Havariler şöyle dediler: “Biz Allah’ın yardımcılarıyız, Allah’a inandık, şâhid ol ki bizler müslümanlarız.” Âl-i İmrân 67. İbrâhîm, Yahûdî de, Hristiyan da değildi, ama doğruya yönelen bir müslümandı; puta tapanlardan değildi. Âl-i İmrân 84. “Allah’a, bize indirilene, İbrâhîm’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilene, Rableri tarafından Mûsâ, İsâ ve peygamberlere verilene inandık, onları birbirinden ayırt etmeyiz. Biz O’na teslim olanlarız” de. Mâide 44. Doğrusu Biz yol gösterici olarak Tevrat’ı indirdik. Kendisini Allah’a teslim etmiş peygamberler, Yahudi olanlara onunla ve Rabbe kul olanlar, bilginler de Allah’ın Kitâb’ından elde mahfuz kalanla hükmederlerdi. Tevrat’a şâhiddiler. O halde insanlardan korkmayın, benden korkun, ayetlerimi hiçbir değerle değiştirmeyin; Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerdir. Mâide 111. Havarilere, “Bana ve peygamberime inanın” diye bildirmiştim, “İnandık, bizim müslümanlar olduğumuza şâhid ol” demişlerdi. Şûrâ 13. Allah Nuh’a buyurduğu şeyleri size de din olarak buyurmuştur. Sana vahyettik; İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da buyurduk ki: “Dine bağlı kalın, onda ayrılığa düşmeyin.” Putperestleri çağırdığın şey onların gözünde büyümektedir. Allah dilediğini kendine seçer, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir.

Kemal ÖZEN Din Kültürü Öğretmeni e-Posta: [email protected]