Düzenden Düzen Çıkar
Entropi: Entropi , bir sistemdeki düzensizliğin ölçüsü olarak ifade edilebilir. Daha değişik bir tanımla, entropi, bir termodinamik sistemden başka sistemlere iş şeklinde aktarabilecek enerji miktarını gösteren özellik veya durum fonksiyonu olarak da tanımlanır. Sistemdeki düzensizlik arttıkça, sistemin entropisi de artar, yani sistemin faydalı iş verme kabiliyeti de azalır.
Günümüzde, Entropi yasası, Fen bilimlerinden tutunda Sosyal bilimlerinin tüm alanlarına sirayet eden ve kendi evreninde tümdengelim metoduyla kendi mantıksal örüntüsünde toptancı bir bakış açısıyla açıklamalar yapmaktadır. Genel düşünce çatımıza yön veren “entropi ” yasası psikolojiden, ekonomiye, sosyolojiye ve birçok alana uyarlanabilmektedir. Alman fizikçi, Clasius, Enerjinin kirli ve kullanılmayan biçimine Entropi adını verdi.
Toplum hayatına uyarlanan entropi derki; düzen kurmak için ” Baskı ile kontrol altına alınan “her şey/toplum dahil ” o baskıyı kırmak ister. ” Çünkü baskı onları bir düzene sokmak ister. Ancak toplum daha düzensiz olmak ister. Bu bakış açısı ile olgu- olaylara yaklaştığımızda Medyanın yönlendirici, dominant yapısını sorgulamak ve üstlendiği rolü tartışmak gerekir…Tüm Nebi- Elçiler, yozlaşmış kavimlere bozulmuş düzenlere gönderildiler. Allah’ın özgür yarattığı kullarını özgürlüğe davet ettiler… Hiçbir ideoloji veya oluşum kendi bireylerine hatta karşıtlarına özgür ve eşit haklar tanımaz… Nebi-Elçiler, vahye önce kendileri uyarak bize rol model oldular.
Batı düşüncesinde olduğu gibi, Budha düşüncesinde de bir entropi yaklaşımı vardır. Budha, “Bileşik olan her şeyin eninde sonunda çözüleceğini, dağılacağını” söyler. Budha’ya göre bu, evrensel bir yasadır ve istisnası yoktur. Entropi yasasındaki evrensel “düzensizliğe gidiş” olgusu, Budha düşüncesinde de yer almaktadır. Ayrıca Budha düşüncesince, bu düzensizliğin ardından yeniden düzenlilik geleceği öngörülmemiştir. Bu alan Batı düşüncesinde Kaos kuramları, Doğu düşüncesinde ise Tao açılımlarında ele alınır. (Vikipedi) Bu düzensizliğin ardından gelecek olan yepyeni düzenlilik, Hesap gününün varlığı olgusu Budha düşüncesinin inceleme alanına alınmaz. Kısaca Hesap Gününün “ varlığı olgusu Batı düşüncesinde, Budha düşüncesinde Kaos / Karma kuramlarında, Tao açılımlarında da ele alınmaz.
Bir Müslüman/mümin Hesap gününün varlığı kaçınılmazdır. Bir Mümin için atık- kirli- kullanılmayan enerji yoktur. Boşa ve gereksiz amaçlar uğruna harcanmış Kullanılmayan enerji vardır. Yaşamla ölüm arasında bize bahşedilen enerjimiz (Fizyolojik ve psikolojik olarak) iman ve Salih amelle tükettiğimiz enerjimiz Nura dönüşür. Her bir günah yaşam enerjimizi emer, tüketir, kirletir/karartır. Rabbimiz tarafından bildirilen, Emir ve yasaklar, Helal Haramlar, Şirk bulaştırılmamış tüm ibadetler (Namaz, Oruç, Hac, Dua gibi) toplumsal olarak fizyolojik ve psikolojik olarak bizi düzene sokar arındırır, temizler… Allah’ın emirlerine uymak bize bir disiplin kazandırırken ilkeli ve dengeli bir yaşam sürmemizi de sağlar. Çağımızda maalesef, her şeyi tüketirken kirletmeye başladık, neslimizi, düşüncemizi, doğayı, havayı, suyu… Kirlenen ve tükenmeye başlayan enerji kaynaklarımızı kısaca tüm enerjilerimizi arındırıp, temizleyebilmek “yenilenebilir Enerjiye” dönüştürebilmemiz için Fıtratlar kitabına Kur’an’a geri dönüşümüz kaçınılmazdır.
Selam ve dua ile.
Mürüvvet Çalışkan
İlgili Yazılar
-
Kur’an’a Göre Sosyalizm ve İslam
8 Haziran, 2024 -
Hikmetli Kur’an Çalışması
5 Ağustos, 2021 -
Düzenden Düzen Çıkar
26 Ekim, 2015 -
İbrahim Gökçe’nin Oruç Sevinci
9 Temmuz, 2015 -
Kur’ân’ın Tanımladığı Müslüman
20 Mart, 2015 -
Kur’an’ın Anlaşılmasıyla İlgili İki Problem
2 Şubat, 2015 -
Metafiziğe – Felsefeye Eleştirel Bakış
20 Ocak, 2015 -
“Tevrat, Zebur ve İncil’e Bakışımız”
2 Ocak, 2015 -
Namaz İbadeti ve Detayları
2 Ocak, 2015 -
Adet Döneminde Cinsel İlişki
14 Mart, 2014