EŞ CİNSELLİK KONUSUNA BAKIŞ

İslam, hayatın her alanında olduğu gibi, cinsel yönelimler ve ilişkiler konusunda da belli sınırlar ve ilkeler belirlemiştir. İslam’da eş cinsellik konusuna değinmeden önce, önemli bir noktayı vurgulamak gerekir:
Allah, insanın hissettiği duyguları doğrudan günah olarak nitelendirmez ve bu duyguları cezalandırmaz. Ancak bireyi, duygu ve düşüncelerine dayalı olarak söyleyeceği sözlerden ve yapacağı eylemlerden sorumlu tutar. Bu yazıda, eş cinselliğe dinin nasıl yaklaştığı ele alınacak, aynı zamanda konuya bireysel ve toplumsal yaklaşımlar hakkında bir bakış açısı sunulacaktır.

KUR’AN’DA EŞ CİNSELLİK

Eş cinsellik Kur’an’da “çirkin bir iş” ve “aşırılık” olarak nitelendirilir:

Lût’u da elçi gönderdik. Bir gün o, halkına şöyle demişti: “Siz o çirkin işi mi yapıyorsunuz (eş cinsel ilişkide mi bulunuyorsunuz)? Hiçbir toplum bu çirkin işte sizin kadar ileri gitmedi![1] Siz kadınları ikinci sıraya atıyor, şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Aslında siz aşırı giden bir topluluksunuz.” (A’raf 7/80-81)

Kadın-erkek arasındaki nikahsız ilişki gibi eş cinsel ilişkiler de fuhuş çeşitlerindendir[2] ve haram kılınmıştır:

De ki: “Rabbim sadece şunları haram kılmıştır: Açık olsun, gizli olsun fuhuş çeşitleri, günahlar /kişiyi doğruluktan uzaklaştıran davranışlar, haksız saldırı, Allah’ın hakkında kesin delil indirmediği bir şeyi ona ortak saymanız ve bilgisizce söylediklerinizi Allah’a mâl etmeniz.” (A’raf 7/33).

TEVRAT ve İNCİL’DE EŞ CİNSELLİK

Tevrat’ın Levililer 18:22 pasajında da Kur’an’a benzer şekilde bunun “çirkin bir iş” olduğu belirtilir ve eş cinsel ilişki yasaklanır:

“Kadınla yatar gibi bir erkekle yatma. Bu iğrençtir.” (Levililer 18:22)

“Bir erkek başka bir erkekle cinsel ilişki kurarsa, ikisi de iğrençlik etmiş olur. Kesinlikle öldürülecekler. Ölümü hak etmişlerdir.” (Levililer 20:13)

İncil’de de eş cinsel ilişkilerin doğal olmayan, utanç verici bir davranış ve sapıklık olduğu belirtilir:

İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler. Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar.” (Romalılar 1:26-27)

Lût kavminin davranışları ve bunun sonucunda yaşadıkları helâk Yaratılış 19:1-29 pasajlarında anlatılır.

EŞ CİNSELLİĞE FARKLI BAKIŞ AÇILARI

Günümüzde, hemcinslerine duygusal ve/veya cinsel ilgi duyduğunu söyleyen kişilerin sayısı gittikçe artmaktadır. Duygusal ve cinsel yönelimin kişinin kendi hemcinslerine doğru olması, Freud, Jung ve Adler gibi psikolojinin kurucularına göre psikoseksüel bir bozukluktur; hatta psikoseksüel olarak olgunlaşamama durumudur;[3] ancak güncel psikiyatri, Amerikan Psikoloji Birliği’nin (APA) 1973’te aldığı karara dayanarak ve siyasi baskıların da etkisiyle duruma farklı yaklaşmaktadır.[4]

Eşcinsel bireylerin bir kısmı, durumlarından ruhsal olarak sıkıntı duyduklarının bilincindedir ve normale dönmeyi istemekte, bu konuda yardım talep etmektedir. Ancak günümüzde LGBTİQ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks, Kuir) akımını oluşturanların bu duyguların sıradışı değil normal olduğu algısını ön plana çıkarmaları yüzünden, bazı  kimseler de durumun yanlışlığının farkında değildir ve bu yüzden bir değişiklik ya da yardım talebinde bulunmamaktadır. Farklı davranış sergileyen bireylere karşı dînî açıdan takınılması gereken tutumlar da elbette birbirinden farklı olacaktır.

EŞ CİNSEL BİREYLER NE YAPMALI?

Allah, insanları bir erkek ve bir dişiden yarattığını söylemektedir (Hucurat 49/13, Tevrat/Yaratılış 1:27). Bu yüzden kendilerini bu iki cinsiyetin dışında tanımlayanların iddiaları, Kur’an’a ve diğer tüm ilahi kitaplara göre tamamen geçersizdir.

İnsan, biyolojik cinsiyetiyle barışık ve ona uygun yaşadığı zaman fıtratına yani yaratılıştan gelen kodlarına uymuş olur ve huzur bulur. Bunun önünde herhangi bir engel varsa, tıbbi veya psikolojik tedavi yöntemleri kullanılarak tedavi görülmesi gerekir.

EŞ CİNSEL BİREYLERLE İLİŞKİLERDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

Eşcinsel bireylerle arkadaşlık kurmak günah değildir; çünkü onların da yanlışları anlatıp doğru yola yönelmeleri için destek verecek arkadaşlara  ihtiyaçları olduğu kesindir. Ancak inanan bir kişi onlarla arkadaşlık ederken yaptıkları günahı onaylar şekilde davranırsa o da günaha girmiş olur; çünkü Allah şöyle buyurmaktadır:

“Erdemli olma ve takva /yanlışlardan korunma konusunda birbirinizle yardımlaşın ama günah ve taşkınlık konusunda yardımlaşmayın. Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının. Allah’ın cezalandırması çetindir.” (Maide 5/2)

Bir müminin, Allah’ın çirkin dediği bir işi sıcak görmesi de mümkün değildir (Bakara 2/285, Ahzab 33/36, Kalem 68/9). Bu nedenle bu yönelime sahip tanıdıkları olanlara, bu bireylerin gittikleri yolun hem fıtraten hem dinen yanlış olduğunu, yaptıkları şeyin büyük bir günah olduğunu anlatmalı, düzelebilmeleri için verebilecekleri bir destek varsa vermelidir.

İnanan bir kişi, tanımadığı ve toplum içinde cinsellik özelliğini öne çıkarmadan gündelik yaşamını sürdüren herhangi bir LGBTİQ bireye karşı ise diğer insanlara davrandığndan farklı davranamaz. Allah kimseye böyle bir hak ya da görev vermemiştir. Zaten kişinin toplum içinde değil de evinde ya da kendi özel alanında yaptığı hiçbir davranışı takip etme hakkı kimede yoktur. İnsanların gizli saklısını araştırmak yasaklanmıştır (Hucurat 49/12).

Eş cinsel kişiliğini ve davranışlarını toplum içinde görünür şekilde yaşayan, haram olan bu ilişkiyi ya da onun reklamını toplum içinde öne çıkaran ve onu öven kişilerin bu davranışlarının görülüp kötü örnek olmaması için elden gelen bir şey varsa yapılması gerekir.

LGBTİQ DESTEKÇİLERİNE KARŞI TUTUM

LGBTİQ insanların duygularına sahip çıkan bir oluşum gibi gösterilse bile durum bundan fazlasıdır. Eşcinsellik Amerika’da bir sosyal hareket haline gelmiş ve oradan da başka ülkelere yayılmıştır.[5] Günümüzde ise bu psikoseksüel bozukluğun normal bir yaşam biçimi gibi algılanması için çalışılmakta, bu konuda en büyük desteği de sosyal medya, çeşitli politikacilar ve sermaye sahipleri vermektedir. Bu nedenle, insan neslini ve sosyal dokuyu korumak isteyen kimselerin, neye destek sunduğuna dikkat etmesi gerekir. Çünkü neslin bozulması için çalışanlar hakkında Allah şöyle buyurmuştur:

“İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatıyla ilgili sözleri seni hayran bırakır. Kalbinde olana da Allah’ı şahit tutar. Aslında o, en azılı düşmandır. Yanından ayrılınca yeryüzündeki düzeni bozmaya, kaynakları ve nesli yok etmeye çalışır. Allah düzenin bozulmasını istemez. (Bakara 2/204-205)

İnanan insanlar, LGBTİQ’ya kesinlikle destek veremez; çünkü Allah kötülüğü destekleyenlerin de o kötülükten dolayı bir sorumluluğu olacağını açıkça belirtmiştir (Nisa 4/85).

Hem fizyolojik hem psikolojik olarak insanın yaratılışına aykırı, doğal düzeni bozacağı kesin olan ve Allah’ın “fahşâ” yani çirkin bir iş olarak nitelendirdiği böyle bir yaşam biçiminin toplum içinde yayılmasını isteyenler hakkında Kur’an’da ciddi bir uyarı mevcuttur:

“Hayasızlıkların müminler arasında yayılmasını isteyenlere, dünyada da ahirette de acı veren bir azap vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Nur 24/19)

Halkı bilinçlendirmek, bu bireylerin sürüklendiği buhranlı dünya ve ahiret hayatı hakkında onlara uyarılarda bulunmak gereklidir. LGBTİQ+ bireylerin yaşadıkları ve yaşayacakları sıkıntılar hakkında tıbbi veya psikolojik bilgiler vermek de özellikle bu konuların uzmanı olan müminlerin ve bu olaylara tanık olan kimselerin görevidir.[6]

ÖNEMLİ UYARI

Bir çirkinliğin yayılmasına engel olmaya çalışırken başka hatalar işlenmemelidir. Herhangi bir kimsenin canına veya malına zarar vermek, insanları aşağılamak, hakaret etmek ya da şiddet uygulamak gibi davranışlara kimsenin hakkı olmadığı kesinlikle akıldan çıkarılmamalıdır. Amacın, toplu bir hareketin önüne geçmek, insanları bilinçlendirmek ve güzel ahlak konusunda örnek göstermek olduğu unutulmamalıdır.

KUR’AN’A GÖRE YÖNETİLEN BİR TOPLUMDA EŞ CİNSELLİĞİN VE ONU YAYMAYA ÇALIŞMANIN CEZASI NE OLURDU

Kur’an’da, Allah’ın kurduğu doğal düzenin bozulmasına fesad, düzeni bozmaya çalışmaya da “ifsad” yani bozgunculuk denir. Allah, doğal düzenin bozulmasını istemediğini belirtmiştir (Bakara 2/205).

Bilindiği gibi eş cinselliğin yaygın olduğu Lût (as) kavmindeki erkekler, -eşleri bulunduğu halde- şehvetle başka erkeklere yöneliyorlardı (Neml 27/54,55). Ancak Lût kavmini helaka götüren şuç, yalnızca eş cinsel bireylerden oluşması değildi. Onlar, oraya gelen yabancı misafirleri dahi bu amaçları için alıkoyuyor (Hûd 11/78; Kamer 54/37), yol kesiyor ve işledikleri fuhşiyatı halka açık yerlerde, gözler önünde ve bu amaçla bir araya gelmiş kulüplerde yapıyorlardı (Ankebût 29/30). Bütün uyarılara rağmen Allah’ın elçisini dinlememiş ve yaptıkları çirkin işlerine devam etmişler, bu işte o zamana dek görülmemiş bir şekilde ileri gitmişlerdi (A’raf 7/80, Ankebut 29/28). Böylece toplu şekilde ve ısrarla o topraklardaki doğal düzeni bozacak eylemlerde bulunmuşlar yani fesada sebep olmuşlardı. İşte bu yüzden Allah Teâlâ  onların üzerlerine taş yağdırmış ve yaşadıkları şehrin altını üstüne getirmişti (Hûd 11/82). Yoksa bireysel olarak kendi özel alanlarında bu çirkin fiili işlemelerinden dolayı toplu bir helake uğramadılar.

Yeryüzündeki düzene aykırı şekilde gittikçe yayılan bu gibi bozulmaların önüne geçmek için Allah Kur’an’da çeşitli cezalar belirlemiştir:

“Allah’a ve resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesad çıkarmak /bozgunculuk yapmak için uğraşanların cezası; öldürülmeleri veya asılmaları ya da ellerinin ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi yahut bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada uğrayacakları rezilliktir. Onların ahirette hak ettiği ise büyük bir azaptır.” (Maide 5/33)

Bu ayet, organize suçların ve terör suçunun da cezalarını içermektedir. Toplu hareket edilen bu gibi suçlarda cinayet işlememiş, soygunculuk ya da ırza tecavüz gibi fiziksel zarar veren eylemlerde bulunmamış ancak yine de Allah’ın doğal düzenini bozmak yani fesad çıkarmak için çalışmış kişilere verilebilecek ceza, ancak sürgün cezası olabilir.

Buna göre, Kur’an’a uygun yönetilen bir toplumda eş cinselliğin yayılması için çalışan grupların hak ettikleri şey, davranışlarını düzeltmedikleri takdirde, yaşadıkları topraklardan çıkarılmak olacaktır.

SONUÇ:

Toplumların Kur’an’a göre yönetilmediği günümüz koşulları altında toplu LGBTİQ+ propagandalarına karşı yapılabilecekler, bunun yanlışlığını anlatmak için örgütlü veya bireysel çalışmalar ortaya koymak, onların reklamlarını durdurmaya çalışmak, bizzat müdahale edilemiyorsa dille ya da kalple kınamak olabilir.

Harama haram, günaha günah demek ve doğruyu göstermek müminlerin birbirine karşı görevleri arasındadır (Tevbe 9/71). Bu uyarıların LGBTİQ+ grupları tarafından “homofobi (eş cinsel nefreti)” olarak adlandırılması ve tıpkı ırkçılık gibi bir ayrımcılık suçu teşkil ettiğinin iddia edilmesi, bir Müslüman için önem taşımaz; çünkü mü’min kişi, başkalarının değil Allah’ın kınamasından korkar (Maide 5/54).

Hem Kur’an’da hem de önceki ilahi kitaplarda kadın ve erkek dışında bir cinsiyet tanımı yoktur. Eşcinsellik tamamında yasaklanmıştır; ancak hiçbir bireyin can ve mal güvenliği gibi insânî hakları da bu sebebe dayanarak elinden alınamaz.

A. Zeynep DÖNMEZ

__________________________________________________

[1] Pek çok mealde bir işi ilk kez yapmak anlamında tercüme edilen “sebeka (سبق)” fiilinin asıl anlamı, yürüyüşte öne geçmektir. Esas anlamıyla kullanıldığı ayetlerde yarışma (Yusuf 12/17) ve koşuşma (Yusuf 12/25) şeklindedir. Bu kelime diğer öne geçmeler için ise mecazen kullanılır (Müfredat). Bir hususta diğerlerinin önüne geçmek (Ahkaf 46/11), zaman sıralamasında diğerlerinin önüne geçmek (Taha 20/129) gibi anlamları mecazdır. Lut kavminin, eş cinselliği ulu orta, zor kullanarak ve örgütlü bir şekilde yaptıkları Kur’an’da anlatılmaktadır. Bu nedenle sebeka fiiline ilk kez yapmak anlamının değil, o sapkın davranışta daha önce görülmediği kadar ileri gitmek anlamını vermek uygun olur.

[2] Fuhuş çeşitleri diye meal verdiğimiz “fevahiş” kelimesi çoğuldur. Arapçada çoğul kalıp, en az üç adet varlığa işaret eder. Bunlardan zina (İsra 17/32) ile erkek erkeğe ilişki (Araf 7/80, Ankebut 29/28) Kur’an’da açıkça belirtilmiştir. Üçüncüsü de kadın kadına ilişki olur.

[3] Prof. Dr. Zeki Bayraktar; Kitap ve Hikmet Dergisi, Ocak-Şubat-Mart 2020, Sayı: 28, s.22.

[4]  Dr. Mücahit Gültekin “Eşcinsellik Hakkında” makalesi, s.2.

[5] Gültekin, a.g.m, s.4, dipnot 2.

[6] Bu görevi yerine getiren akademisyenlerden Prof. Zeki Bayraktar’ın şu eseri referans olarak tavsiye edilir: İnterseks-Hermafrodit Ve Eşcinsel- Norm Ve Norm Dışı Cinsellik, Farklar, Nedenler, Öneriler; Motto Yayınları, 2020.